2023 Václav Havel İnsan Hakları Ödülü Osman Kavala'ya verildi
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin 2023 Václav Havel İnsan Hakları Ödülü Osman Kavala'ya verildi. 9 Ekim 2023 tarihinde Strasbourg'da düzenlenen törende açıklanan ve takdim edilen ödülü, Osman Kavala adına kabul eden Prof. Ayşe Buğra, törende ayrıca Osman Kavala tarafından kaleme alınan konuşmayı okudu.
Osman Kavala'nın konuşmasının tam metni şöyle:
Sayın Başkan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve Václav Havel İnsan Hakları Ödülü Seçici Kurulu sayın üyeleri,
Jürinin beni ödül kısa listesine dahil etme kararından onur duydum. Havel'in adını taşıyan bu ödülün benim için çok özel bir anlamı var. Ülkemizde rejim ve insan hakları ihlallerinin ardındaki siyasi motivasyonlar farklı olsa da hükümeti imzaladığı uluslararası anlaşmalara uygun olarak insan hak ve özgürlüklerine saygı göstermeye çağıran çığır açıcı sivil girişim Charter 77, Türkiye'de bizler için ilham verici bir belge olmuştur.
Havel'in yaşam boyu süren siyasi ve sivil katılımı, zulme uğrayan ya da zulüm tehdidi altındaki tüm insanlar için duyduğu endişenin bir ifadesidir. Ona göre, rock grubu Plastic Band'in müzik yapma özgürlüğüne yapılan saldırı, sosyal ve siyasi fikirleri ifade etmeye ve savunma özgürlüğüne yapılan saldırıdan farklı değildi; esasen yaşam biçimlerinin çoğulluğuna ve kişinin kendini gerçekleştirme potansiyelini kullanmanın farklı yollarına yönelik bir tehditti. Havel’in çok etkili makalesi Güçsüzlerin Gücü’nde "hakikat içinde yaşamaya" yaptığı çağrı, hayata karşı tutumları farklı olan insanlar arasında dayanışma duygusunun önemiyle ilgilidir.
Havel, sorumluluk, dayanışma, güven, açıklık ve sevgiye dayalı bir insani düzen yaratmanın mümkün olduğuna inanıyordu. Hümanizmi ideolojiye karşı uygulanabilir bir alternatif olarak görüyordu. Bence de dünya çapında böyle bir düzenin gerçekleşmesine yönelik umutlarımızdan vazgeçmemeliyiz. Dünya ölçeğinde insanca yaşam ve çalışma koşullarını savunmayı gerektiren yeni ve gerçekten evrenselci bir hümanizm değerler sistemi bu yönde yönlendirici bir güç olabilir. Bu aynı zamanda bireyleri ve grupları zulümden korumak için uluslararası hukukun güçlendirilmesini de gerektirecektir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin derhal serbest bırakılmamı talep eden iki kararına rağmen bu ay cezaevinde altıncı yılımı dolduracak olmamın da ortaya koyduğu gibi, Avrupa Mahkemesi'nin otoritesini güçlendirmek ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ahlaki ve pratik gücünü pekiştirmek için yeni araç ve mekanizmaların geliştirilmesine ihtiyaç var. Avrupa Mahkemesi'nin kararlarına uymama pratiği, insan haklarını koruyan evrensel normları değersizleştiren düşünce biçimlerini besliyor.
Ne yazık ki ülkemde, suçlamaları ve kararları somut olgular ve kanıtlarla destekleme yükümlülüğünden kendilerini muaf hisseden hukukçuların sayısında artış var. Hâkim siyasi söylemler doğrultusunda spekülatif suçlamalarla insanları demir parmaklıklar ardına koymak yaygın bir uygulama haline geldi.
Ancak, ülkemin Havel'in yaşadığı ve yazdığı gibi kapalı otoriter bir rejime geçeceğini düşünmüyorum. Ben, daha ziyade, Türkiye'nin çok da uzak olmayan bir gelecekte hukukun üstünlüğünün var olduğu gerçek bir demokrasiye dönüşeceğine inanıyorum. Türkiye'deki böyle bir gelişme bölgemizdeki demokrasi dinamiklerini de destekleyebilir.
Bugün pek çok ülkede rahatsız edici otoriter milliyetçi eğilimlerin yükselişiyle karşı karşıyayız. Havel'in vurguladığı sorumluluk ve dayanışma değerleri, bu eğilimlerin yol açtığı tahribata karşı mücadele etmek için kesinlikle önemlidir.
Havel'in 1980 yılında hapishaneden eşi Olga'ya yazdığı gibi, "En önemli şey umudunu kaybetmemektir. Bu, dünyanın dehşetine gözlerini kapatmak anlamına gelmez. Aslında, yalnızca inancını ve umudunu kaybetmemiş olanlar dünyanın dehşetini gerçek bir netlikle görebilirler". Václav Havel Ödülü bana ve eminim ki buradaki herkese bu önemli gerçeği hatırlatıyor.
Sayın Justyna Wydrzynska ve Sayın Yevgeny Zakharov ile birlikte kısa listede yer almaktan dolayı kendimi ayrıcalıklı hissediyor ve onlarla dayanışma içinde olduğumu ifade ediyorum. Ödülün bana verilmesi halinde, bu büyük onuru, benimle birlikte hükümete karşı komplo kurmak gibi düzmece suçlamalarla mahkûm edilen dört sivil aktivist de dahil olmak üzere, hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan vatandaşlarımla paylaşmak ve ödülü onlara ithaf etmek isterim.