Osman Kavala'dan 5. ay mektubu
Silivri’de ikametimin beşinci ayı tamamlandı. Sağlığım iyi, her gün iki saate yakın avlumda yürüyorum. Yemeklerden şikayetim yok. Cezaevi doktorunun tavsiyesi ile gözlük kullanmaya başladım ve okumam kolaylaştı. Okuma, not alma, yürüme, çamaşır, temizlik derken zaman geçiyor. Geçen hafta kısıtlamamın kalktığını bildirdiler. Mektup alma, yazma, avukatlarla daha fazla görüşebilme buradaki hayatımı kolaylaştıracak.
Durumumdaki diğer önemli değişiklik, avlumdan güneşin görünmeye başlaması. Sonbahar ve kış boyunca, avlumdan görünmeyen güneş artık duvarların üstünden kendini göstermeye başladı, bu epey ferahlık veriyor. Getirdiklerini göremesek de, kokularını alamasak da, bahar cezaevi avlularında da hissediliyor. Şimdi dört gözle serçelerin yuva yapmasını ve iaşe için avlularımızı ziyaret etmelerini bekliyoruz.
Buna karşılık, yargıyı etkisi altına alan kötü hava şartlarında bir değişiklik hissedilmiyor. Elbette son tahliyelere çok sevindim; ancak darbeyle, şiddetle alakası olmayan bir sürü insan hala içeride. Somut delil olmadan, insanlara rahatca “terör örgütüne üyelik”, “anayasal düzeni değiştirmek”, “hükümeti devirmek” gibi ağır suçlamalar yöneltilebiliyor. Böyle bir suçlama bir kere ortaya çıktığında da, tutukluluk sürüp gidiyor. OHAL olağanüstü suçlamalar ve mağduriyetleri olağan hale getiriyor. OHAL’in gölgesi anayasanın üzerinden kalkmadıkça avlularda hissedilen baharı yaşamak mümkün olmayacak gibi...
Durumumla ilgilenen, mesaj gönderen, merak eden herkese sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum.
Osman Kavala
3 Nisan 2018, Silivri